Türkiye boğazlar üzerindeki egemenliğini hangi anlaşmayla elde etti?
1936 yılında imzalanan bu uluslararası sözleşme, Türkiye'nin boğazlar üzerindeki egemenlik haklarını tanıyan ve bölgesel güvenlik düzenlemelerini belirleyen tarihi bir belgedir. Lozan Antlaşması'ndaki kısıtlamaları kaldırarak Türkiye'ye boğazlarda askeri kontrol ve düzenleme yetkisi vermiş, barış ve savaş dönemlerine ilişkin geçiş rejimini netleştirmiştir.
Türkiye'nin Boğazlar Üzerindeki Egemenliğini Kazandığı Antlaşma: Montrö Boğazlar SözleşmesiTürkiye, boğazlar üzerindeki tam egemenliğini 20 Temmuz 1936 tarihinde imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile elde etmiştir. Bu sözleşme, İsviçre'nin Montrö kentinde gerçekleştirilen konferans sonucunda kabul edilmiş ve Türkiye'nin İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerindeki kontrolünü güçlendirerek uluslararası hukuk çerçevesinde tanımıştır. Montrö Sözleşmesi, Türkiye'nin boğazlarda askeri ve sivil denetim yetkisini artırmış, aynı zamanda barış ve savaş dönemlerinde geçiş rejimini düzenleyerek bölgesel güvenliği sağlamayı hedeflemiştir. Montrö Sözleşmesi'nin Tarihsel Arka PlanıMontrö Boğazlar Sözleşmesi'nden önce, boğazların statüsü Lozan Antlaşması (1923) ile belirlenmişti. Lozan'da, boğazların askersizleştirilmesi ve uluslararası bir komisyon tarafından yönetilmesi öngörülmüştü. Ancak bu durum, Türkiye'nin egemenlik haklarını kısıtlıyor ve güvenlik endişelerine yol açıyordu. 1930'larda Avrupa'daki siyasi gerilimlerin artması (örneğin, İtalya'nın yayılmacı politikaları) Türkiye'yi boğazların kontrolünü ele alma konusunda harekete geçirdi. Türkiye, diplomatik girişimlerle uluslararası toplumu ikna ederek Montrö Konferansı'nın toplanmasını sağladı. Montrö Sözleşmesi'nin Temel HükümleriMontrö Boğazlar Sözleşmesi, Türkiye'ye boğazlar üzerinde önemli yetkiler tanımıştır. İşte sözleşmenin başlıca maddeleri:
Montrö Sözleşmesi'nin Önemi ve Günümüzdeki YansımalarıMontrö Boğazlar Sözleşmesi, Türkiye'nin bağımsızlığı ve güvenliği açısından kritik bir dönüm noktasıdır. Sözleşme sayesinde:
Montrö Sözleşmesi, Türk dış politikasının başarılı bir örneği olarak değerlendirilir ve Türkiye'nin boğazlardaki haklarını korumaya devam etmesi açısından hayati önem taşır. Sözleşme, değişen küresel koşullara rağmen, tarafların uzlaşısıyla güncelliğini korumaktadır. |












































.webp)

